Yerli üretimin desteklenmesi gerekiyor
MİB - Makina İmalatçıları Birliği Personeli, Makina Mühendisi Artun Bölgen ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
MİB - Makina İmalatçıları Birliği Personeli, Makina Mühendisi Artun Bölgen ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Artun Bey, öncelikle bizlere MİB - Makina İmalatçıları Birliği’nin organizasyon yapısı ve faaliyet alanları hakkında bilgi verir misiniz?
MİB - Makina İmalatçıları Birliği’nde 5 seneyi aşkın süredir Makina Mühendisi olarak görev yapıyorum. Makina İmalatçıları Birliği, 1990 yılında kurulmuş sektörel bir Birliktir. Makina sektöründe sadece imalatçılardan oluşan sivil toplum kuruluşu olma özelliğini taşıyoruz. Şu anda bünyemizde 172 üye firmamız bulunuyor. Üye dağılımına baktığımızda Türkiye’nin dört bir yanından pek çok üyemiz mevcut. İstanbul, Bursa, İzmir, Kocaeli, Ankara, Gaziantep vb. şehirlerde bulunan firmalarımız ağırlıkta. Üyelerimiz sadece Türkiye sınırları içinde imalat yapan firmalardan oluşuyor.
Birliğimizin amacı;
• Yerli imalatçıların sorunları ile ilgilenerek çözüm bulmaya çalışmak,
• Yerli imalatçıya yönelik devlet nezdinde görüşmeler yapmak,
• Ekonomi Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı ve KOSGEB gibi pek çok devlet kurumlarıyla görüşerek sektörün sorunlarını ve taleplerini iletmek,
• Sorunlarla ilgili raporlar yazarak devlete aktarmak ve çözüm önerileri getirmek,
Türkiye’deki makina sektörünün büyüklüğü, gelişimi, pazar payıyla ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Makina sektörü, 2002 yılından 2008 yılına kadar çok hızlı bir ivmeyle büyüdü. Bu süre zarfında ihracatımız yaklaşık dört kat arttı. 2008 yılında yaşanan global krizin ardından bir yavaşlama ve durgunluk dönemi yaşandı. 2011 - 2013 yılları arasında tekrar bir ivme yakalansa da, makine sektörü genel itibariyle son yıllarda mevcut durumunu koruyor.
Makina sektörünün gelişimi için neler yapılabilir?
Makina sektöründe yerli üretimin yurtiçinde desteklenmesi gerekiyor. Devletimizin bununla ilgili bir politika geliştirmesi ve teşviklerden yararlanma konusunda yerli imal edilen makinelere mutlaka pozitif bir ayrımcılık uygulaması büyük önem arz ediyor. KOSGEB’in son çıkardığı yerli imal edilmiş makineye faiz desteği piyasalarda kıpırdanmaya yol açtı. Ekonomi Bakanlığı’nın da yatırım teşviklerinde, yerli makine ve teçhizatı ön plana çıkaran bir değişime gitmesi sektörümüzün beklentileri arasında yer alıyor. Yerli teçhizat yatırım oranı yüksek olan yatırımlarda, yatırımcının desteklerden daha fazla yararlanması veya bir üst bölge desteklerinden faydalandırılması bunun çözümü olabilir düşüncesindeyiz. Bunun dışında makine imalatçılarının yapması gerekenlerin başında teknolojimizi geliştirerek Ar - Ge çalışmalarına önem verilmesi geliyor. Yurtdışıyla rekabet edecek pozisyonda üretim yapmamız gerekiyor ve pazarımızı sadece yurtiçinde değil, yurtdışında da büyütmek önemli hedeflerimizden biri olmalı. Bu noktada da yerli imalatçıya büyük görevler düşüyor.
Derneğinizin yurtiçi ve yurtdışı faaliyetlerinden bahseder misiniz?
Yurtiçinde yerli makina imalatçıları için mevzuat sorunları çözülmeye çalışılıyor. Bakanlıklara ve muhatap diğer kuruluşlara da görüşlerimiz iletilerek, yerli imalatın önünün açılması için düzenlemeler gerektiğinin altı çiziliyor. Bunların dışında TÜYAP’ın düzenlemiş olduğu fuarlar destekleniyor. İstanbul, Bursa, Konya ve İzmir’de düzenlenecek olan fuarlara katılım hedefleniyor. Yurtiçinde ve yurtdışında tanıtıma çok önem verdiğimizi belirtmek istiyorum. Üyelerimizi dünya genelinde tanıtmak ise temel amaçlarımızdan biri. Bu konuda gazete ve dergilere reklam verilmesi planlarımız arasında yer alıyor. Yurtdışında da MİB - Makina İmalatçıları Birliği üyelerinin ne kadar başarılı ve kaliteli üretim yaptıkları, üyelerimiz ile diğer birlik ve firmalara, fuarlarda ve çeşitli yayın kuruluşlarında boy göstererek anlatılmaya çalışılıyor. Makina İmalatçıları Birliği üyeliğini bir marka haline getirmek için yoğun çalışmalar yürütüyoruz.
2016 yılı, yaşanan birtakım olumsuzluklardan dolayı piyasalar açısından durgun bir yıl oldu. 2017 yılında sizce piyasalar nasıl bir yol izleyecek?
2016 yılında ülkemizde yaşanan olumsuzlukların etkilerini bir an önce unutarak yolumuza ve hedeflerimize kilitlenmiş durumdayız. Makina İmalatçıları Birliği olarak, Türkiye’de her şeyin yolunda olduğunu, yurtdışındaki sektör ortaklarımıza anlatmamız gerekiyor. Yurtdışında, ülkemizle ilgili önyargıyı kırmak için diğer derneklerle ve üyeleriyle gerekli yazışmalar yaparak, Türkiye’de ticaret konusunda hiçbir aksaklık olmadığını anlatıyoruz. Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen hızlı bir toparlanma sürecine girildi ancak ne yazık ki, bazı ülkelerde hala bu olumsuz hava giderilemedi. 2017 yılında yurtdışında yeni pazarları kendimize hedef olarak belirlemememiz gerekiyor. Ülkemizin en kısa sürede sektörel anlamda çok hızlı bir şekilde düzeleceğine ve artan ivmelerle büyüyeceğine inanıyorum.
Biraz da “Endüstri 4.0” kavramından bahsetmek istiyorum. Sizce Türkiye Endüstri 4.0 konusunda nasıl bir süreçten geçiyor? Ülke olarak Endüstri 4.0’a hazır mıyız? İnsanlar bu konuda yeterince bilinçliler mi?
Endüstri 4.0, 2013 yılında Almanya’nın geliştirdiği bir yenilik olarak başladıysa da, asıl amacı Uzakdoğu’daki üretimin kendi pazarlarını ele geçmesini engellemektir. Endüstri 4.0 daha sonra internetin gelişmesiyle Avrupa’da çok hızlı bir şekilde yayıldı. Artık akıllı fabrikalar, insansız üretim, robot teknolojileri gündeme gelmeye başladı. Bu durum kısa vadede insan gücünün tamamıyla yok olacağına dair bir algı yaratmış olsa da Endüstri 4.0 ne kadar etkin olursa olsun, makinalar insanların bakım ve yaratıcılığından hala uzak kalıyor. Yaratıcılık, endüstrinin gelişmesinde en büyük güçlerden… Türkiye olarak, biz henüz yolun başında sayılırız. Kendimizi geliştirmek için dünyanın hızla ilerlediği yöne doğru bakmak ve bu yolda kendimizi zorlamak durumundayız. Halihazırda Endüstri 4.0 için imalat yapan üyelerimiz mevcut. Aynı zamanda bu durumdan çok uzak olan imalatçılarımız da bulunuyor. MİB - Makina İmalatçıları Birliği’nin önemli görevlerinden bir tanesi de gelişmelere uzak kalan imalatçılara gidecekleri yönü gösterebilmek.
Endüstri 4.0’a hazır olduğumuz, şu an herkesin cebinde bulunan akıllı cep telefonlarından anlaşılıyor. Çok uzun süredir teknolojiyle iç içe yaşıyoruz. Yeni doğan çocuklar dahi akıllı cep telefonu kullanmayı büyüklerinden çok daha hızlı öğreniyor. Endüstri 4.0’a hazırlıkta alt yapı olarak bir sıkıntımız bulunmuyor. Sadece bunu sanayiye entegre etme konusunda yetişmiş elemanlara ihtiyacımız mevcut.
Artık elektrik - elektronik ve yazılım sektörünün, makina sektörünün içine girmesi gerekiyor. Önceden Mekatronik Mühendisleri bunun alt yapısını oluşturuyordu. Günümüzde ise bir makinayı yazılımdan ayırmanız pek mümkün değil. Elektrik - elektronik, yazılım ve internet artık çağımızın gereklilikleri arasında yer alıyor. Bütün makinelerin birbirine bağlanabileceği ve bunun yakında gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Bu durumda üretime bilgisayar ve yazılım mühendisleri de girmek zorunda kalacak. Müşteri isteği doğrultusunda, son ürüne kadar olan sürecin artık baştan sona internet altyapısı kullanılarak yapılacağı gerçeğiyle yüzleşmemiz ve buna aracılık edecek makinaları üretmemiz gerekiyor. Makinalar müşteri isteği doğrultusunda kişiselleştirilebilir bir hal alacak ve çok fonksiyonlu hale gelecek. Üretim hatları internet altyapısı ile müşteri arasında iletişim kuracak kapasitelere önümüzdeki dönemde mutlaka erişecek. Bu değişimin gerçekleşmesi sadece biraz zaman alacak.
Sizce Endüstri 4.0 ne gibi değişiklikleri meydana getirecek? Bu konuda ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Endüstri 4.0 hayatımıza gireli epey bir zaman oldu aslında… İnternet üzerinden bir alışveriş yaptığınızda, stok kontrolü, stokta yoksa imalata başlama emri ve kişiselleştirilmiş ürünlerin imalatı gibi konular, sizin hiç haberiniz olmadan ilerliyor. Sadece “satın al” tuşuna basarak yaptığınız bir hareket aslında Endüstri 4.0’ı tetikleyen bir uç nokta. Endüstri 4.0, yaratıcılık dışında üretim ve imalatın içinde de yer alıyor. Bu çoktan kabul edilmiş, parçası olunmaya başlanmış ancak henüz farkına varılamamış bir durum. 2016 yılı Nisan ayındaki Genel Kurulumuzun ana konusu, “Endüstri 4.0 ve Makina İmalat Sektörü” idi. Makina sektörünün internet ve gelişmiş dünyayla entegre olması gerektiği konuşuldu ve bu doğrultuda bazı önemli kararlar alındı. Bizim ana gayelerimizden biri de, üyelerimizi Endüstri 4.0’a hazırlamak. Bu konuyla ilgili bulduğumuz makaleler gerektiği takdirde dilimize tercüme edilerek imalatçılarımıza duyuruluyor. Bu konuda çalışma yapanlar destekleniyor, haberleri internet sitemizde ve dergilerimizde paylaşılarak destek veriliyor.
MİB - Makina İmalatçıları Birliği olarak bundan yaklaşık 5 sene sonra kendinizi nerede konumlandırıyorsunuz?
MİB, iletişimin zor olduğu bir zamanda zorluklarla kurulmuş 26 yıllık bir sivil toplum kuruluşu. Ben son 5 senedir burada görev alıyorum. İnternetin ve iletişimin hızını almaya başladığı zamanlarda burada çalışmaya başladım. İletişim konusunda büyük ilerleme kaydettiğimizi düşünüyorum. Artık iletişim faks yoluyla değil dünyanın bir ucundan diğer ucuna anlık olarak ağlar üzerinden gerçekleşiyor. Türkiye’de makine sektörünü çok kısa zamanda da olsa yurtdışına anlatabildiğimizi düşünüyorum. Şu anda MİB’in üyesi olan 172 firma, makina ihracatının yüzde 60’ını gerçekleştiriyor. 5 sene sonra bu oranın yüzde 80’e çıkacağına inanıyoruz. Bunun için de çalışmalarımız devam ediyor.
Kısa veya uzun vadede uygulamaya geçirmeyi planladığınız projelerinizden bahseder misiniz?
Yönetim Kurulumuzun da isteği ve desteği doğrultusunda pek çok proje üzerinde çalışıyoruz. Kısa vadede mevzuatsal değişiklikler, orta vadede MİB - Makina İmalatçıları Birliği’nin gelişimi, uzun vadede ise, Türk makine sektörünün gelişimi hakkında projelerimiz bulunuyor. Makina imalatı ve katma değerli üretimin ülkemizde olması Türkiye açısından büyük önem taşıyor. Yurtdışından sürekli ithalat yaparak büyüme kaydedilemeyeceği için bu noktada yerli imalatçının mutlaka desteklenmesi gerekiyor. Yerli imalat yurtiçi katma değeri de artıracaktır. MİB olarak bu konuyla ilgili çalışmalarımızı da sürdürüyoruz.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Hidrolik Pnömatik Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.